Anılarım, Güven Durmaz 4 -Yaşananlar, neyse odur, gerçekler, değişmez-

Güven Durmaz 4 -Yaşananlar, neyse odur, gerçekler, değişmez-
Anılar.
1998 yılları.
Birgün bizim dost, arkadaşları ziyarete gittim.
Salihli Emlak, Gülderen Pasajındayız.
Sohbet ediyoruz.
Fırsat buldukça uğrayıp kısada olsa,
sohbet etme amaçlı.
Halil Süngü ve Hamza Şahin ile beraber
çay, kahvemizi içerken.
Ben sordum,
ya, Halil abi, bu emlak işinde gerçekten,
para varmı diye?
Benim sorumu bitirmeme fırsat kalmadı,
Halil abi,
ya sen ne diyon,
bir çapa yurmadan kazanıyorsun,
demez mi.
Ben de sordum çapa ne alaka diye.
Ya, sen alıryorsun,
araziyi, örneğin teminatlık, kelepir
araziyi, atıyorum 100, 200, 300 dönüm,
para durumun, nasıl müsaitse.
Parayı atcan, unutcan bir kaç yıl.
"Hiç bir yatırım, yapmıyorsun,
çapa yurmadan!"
Her iki yılda senin arazin prim yapıyor,
demişti.
Kendiliğinden, aldığın araziye, çapa vurmadan,
kazanıyorsun demişti.
Bende, affedersiniz,
çayımı püskürtmeden zor içmiştim.
Ama ne tuhafıma gitmişti.
Ne gülmüştük.
Halil ve Hamza abimler sen gülme,
bu işler böyle,
sen çapa vurmadan, oluyor
demişlerdi.
Gözlerimden gülmekten yaş gelmişti.

Yanımızda da Çaferbey köyünden bir
yaşlı amcamız oturuyordu.
İsmi şimdi aklıma gelmiyor.
O na sormuştum, sen ne napiyon,
ediyon diye.
Sen ve babanlar, anneler onu tanırlar,
diye bizimkiler tarif etmişlerdi.
Bizimkiler onun parası var,
fırsat bekliyor,
ucuz, düşeş malları topluyor,
alıyor satıyor.
Bizden fazla kazanıyor demişti.
Özetle, bizim emlak uzmalarindan,
Emlak alan kazanır kardeşim,
diye, "Emlak alan kazanır!"

sohbet etmiştik.
Ne gülmüştük ama.
Arada, kendi bahçemde çapa, kürek işlerim oldumu,
hep aklıma gelir,
" Sen çapa vurmadan, kazancan!"
Hey gidi günler.
Anılarım.